Logo

Yükleniyor

Şap Kanunnamesi

Şap Kanunnamesi
  • Şaphaneliler Derneği
  • 15 Ocak 2025

Şap Kanunnamesi

Şap Kanunnamesinin tam haline aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. XVIII. VEXIX. YÜZYILLARDA KÜTAHYA GEDIZ (GEDOS) ŞAP MADENI EMİNE DİNGEÇ* Madenlerin kullanımı teknolojik gelişmeyi beraberinde getirmektedir. Bu durumda, madenlerin bilinçli kullanımı toplumsal kalkınmayı sağlayarak bir toplumu diğer topluma karşı güçlü kılabilmektedir. Osmanlı Devleti'nde madenin kullanımı, işletimi ve satışının organizasyonu devletin elinde olması sebebiyle hazineye gelir sağlamaktaydı. Madenler, şaphaneler, darphaneler, kara ve deniz gümrükleri doğrudan devlet hazinesine katkı sağlamaktaydı ve mukataa sistemi içinde işletilmekteydiı . Mukataa geliri ise, ağnam geliri hariç bütçe içinde %24-%37 arasında değişim göstermekteydi2. Bu nedenle Osmanlı Devleti kuruluş döneminden itibaren gümüş, kurşun, kalay, demir gibi stratejik ve askeri öneme sahip madenlerin bulunduğu yerleri topraklarına katmaya başlamıştır3. Aynı şekilde İnalcık, Osmanoğulladnın Germiyanoğuları'nı topraklarına katma arzusunu Kütahya'da bulunan şap madenine bağlar.' Gerçekten de Kütahya şap madeni Germiyanoğulları'na servet ve kültür zenginliğini sağlarken, Aydın ve Saruhan limanlarına da ticari canlılık getirmektedir. Osmanlı bu bölgeyi topraklarına dahil ettikten sonra şap imtiyazını ele geçirerek hazinesini güçlendirmiştir5. Araştırmamız bu noktada XIII. ve XIV. yüzyılda önemli bir ticari araç olan şapın, XVIII. veXIX. yüzyılda da * Yrd. Doç. Dr., Dumlupınar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Kütahya. emine9@gmail.com Mukataalar doğrudan devlet işletmeleri, devlete ait gelir payının tahsili işi, inhisar, haline getirilen herhangi bir kuruluşun işletme hakkı veya üretilen malı satın alma tekeli gibi özellik taşıyabiliyurdu. Bkz. Ahmet Tabakoğlu, Türk iktisat Tarihi, Dergâh Yayınları, İstanbul 1997, s. 177; Baki Çakır, Osmanlı Mukataa Sistemi (XVI-XVIII. Yüzyıl), Kitabevi, İstanbul, 2003, s. 115. 2Ahmet Tabakoğlu, "Osmanlı Mali Yapısı'nın Ana Hatları", Osmanlı, C. 3, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 128. Rhoads Murphey, "Mineral Exploitation in the Ottoman Empire", El, volume V, Leiden, 1986, s. 974. Halil İnalcık, Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008, s. 128. İnalcık, a.g.e., s. 128. 136 EMİNE DİNGEÇ bu önemini koruyup korumadığı ve araştırılan tarihlerde Gediz şap madeninin işletme sistemi, şap üretimi, üretilen malların nakliyesi, şap madeninin satış noktaları ve madende çalışanların durumunu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca çalışmamız, Gediz şap madeni işletme sistemi örneğinde Osmanlı Devleti'nde maden yönetimi hakkında bilgi edinilmesini sağlayacaktır. Araştırma, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunan Cevdet Dâhiliye, Maliye, iktisat ve Darphane katalogu taranarak ve Maliyeden Müdevver defterleri incelenerek XVIII. veXIX. yüzyıllarda Gediz Şaphanesi'ne ait veriler esas alinarak hazırlanmıştır. XVIII. yüzyıla ait Osmanlı arşiv belgelerine göre şap, Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar), Gedos ve Gümülcine yakınlarında bulunan Marunya'da (Maruniye) çıkarılmaktadır6. Osmanlı kaynaklarına Gedos olarak geçen şap madeni bugün Şaphane adı ile anılan ilçede bulunmaktadır. Gediz ve Şaphane arası 36 km'dir. Gediz, Kütahya ilinin güneybatısında yer alır. Şaphane, engebeli bir araziye sahip olan Şaphane Dağı'nın batısında, akarsu vadisinin tabamnda kuruludur7. Evliya Çelebi, 1680 yıllarında Anadolu'da yaptığı seyahatte, Şap Madeni isimli bir köyden bahseder8. XVIII. yüzyılda Şaphane bir köydür9. 1870 tarihli salnamede Şaphane Kütahya'ya bağlı nahiye olarak kayıtlidır1°. Gediz ise XVIII. veXIX. yüzyılda Kütahya eyaletine bağlıdır". Gediz'de çıkarılan Kütahya şapının kullanımı XIII. veXVI. yüzyıllarda Cenevizlilerin elindeydi". Burada bulunan şap madeni daha Bizans BOA (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), Cevdet Maliye, 1673; BOA, Cevdet Maliye, 1914; BOA, Cevdet Iktisat, 2099, BOA, Cevdet Darphane, 2117. Anadolu'da şap yatakları Foça, Kütahya, Ulubat ve şebinkarahisar'da bulunmaktadır. Bkz. İsmail Hakkı Uzunçarşıh, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, 3. Baskı, Ankara 1984, s. 251. XVIII. yüzyıla ait belgelerde Foça'da çıkarılan şap hakkında bir veriye rastlanmadı. Bu ocak incelediğimiz dönemde sönmüş olabilir. Faroqhi de çalışmasında bu konuya değinmektedir. Krş. Suraiya Faroqhi, "Alum Production and Alum Trade in the Ottoman Empire (about 1560-1830)", Wiener Zeitschrift far die Kunde des Mıırgenlarıdes, S:71 (1979), s. 161. 7http://saphane.meb.gov.tr/ (ET: 05.10.2009). Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Hazırlayanlar: Tevfik Temelkuran, Necati Aktaş, Mümin Çevik, C. IX-X, Üçdal Neşriyat, İstanbul 1986, s. 22. BOA, Cevdet Darphane, 120. ı°1287 / 1870-1871 Tarihli Hüdavendigür Vilayeti Salnamesi, s. 161. BOA, Cevdet Ddhiliye, 5721. 12Kate Fleet, European and Islamic Trade in the Early Ottowın Skıte, Cambrige University Press, Cambrige 1999, s. 81; Faroqhi, "Alum Production", s. 153-154. XIV. yüzyılda Yeni Foça'da çıkarılan şap Anadolu'da en önemli olanlarından biriydi. Krş. Fleet, a.g.e., s. 83; İnakık, a.g.e., s.128. KÜTAHYA GEDIZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 137 zamanında, Cenevizliler ile Bizans arasında önemli bir ticaret aracıydı". Selçuklular ve Beylikler döneminde, bu ticaret devam etti". 1381'de Kütahya'nın Osmanlı Devleti'ne ilhakından sonra II. Murad, şap ihracatına sınırlama getirdi. Bu bölgede, pozisyonlarını sağlamlaştırmış olan Osmanlılar şap ticaretini kontrol etme çabasına girmesiyle Venedik senatosu, 1384'te büyükelçilerine Venediklilerin Murad'ın toprağından kaya şapını n yükleyebilmesi ve ihraç edebilmesi için çalışıp bunu garantilemeleri doğrultusunda talimatlar verdi". Batı Anadolu'nun tamamen Osmanlı egemenliğine girmesiyle Batı ile yapılan şap ticareti önemini kaybetmeye başladı". XV. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti'nin kısıtlamalanyla şap ihracı önemli ölçüde azaldı'. şap ticaretinin azalmasında, gidilen kısıtlamalar önemlidir. Fakat, Arıkan, şapı memnu meta mallar arasında göstermemektedir". Böylece, Batı'ya şap satışında tamamen yasaklama getirilmediğini fakat kısıtlamaların olduğu düşünülebilir. Ayrıca, gerek İtalya'da yeni şap ocaklarının açılması ve gerekse boya sanayinde geliştirilen yeni teknikler Batı'da şapa olan ihtiyacın azalmasına neden oldu". Fakat bu durum şapın ülke içindeki ticari kullanımını arttırmış olmalıydı. Osmanlı Devleti'nin şap ihracı konusunda getirdiği kısıtlamanın asıl amacı bu madenin öncelikle ülke ihtiyaçları için kullanılmasını ve ekonomik kalkınmayı sağlamaktı. Fleet, bu konuda Osmanlı'mn beyliklerden daha güçlü bir ticari politika izlediğini belirtir'. 13 Angelild E. Laiou- Thomadakis, "The Byzantine Economy in the Mediterranean Trade System: Thirteenth-Fifteent Centuries", Dumbarton Oaks Papers, S:34, 1980-1981, s.180. 14 Şerafettin Turan, Türkiye-İtalya ilişkileri Selçuklular'dan Bizans'ın Sona Erişine Kadar, İstanbul 1990, s. 43, 99. Fleet, a.g.e., s. 93. 16 İnalcık, a.g.e., s. 128. I7Fakat, Osmanlı Devleti, bu hayati madenin ihracatın, kısıtlamış olsa da, buğday, deri, pamuk, ya da bakır gibi bazı yiyecek ve stratejik ham maddeleri yasaklandığı gibi asla yasaldanmadı. Bkz. Faroqhi, "Alum Production", s.153. 18 Zeki Arıkan, "Osmanlı İmparatorluğu'nda ihracı Yasak Mallar (Memnu Meta)", İÜ. Ed. Fak. Dergisi, Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu'na Armağan, İstanbul 1991, s. 297. Şapın tamamen yasaklanmadığı konusunda Faroqhi de Arıkan ile aynı görüştedir. Bkz. Faroqhi, "Alum Production", s.153. '9Turan, a.g.e., s. 99; Faroqhi, "Alum Production", s.154; Mehmet Ersan, "XIII. — XIV. Yüzyıllarda Şap Ticareti ve Şebinkarahisar", Şebinkarahisar L Tarih ve Kültür Sempozyumu — Bildiriler, (30 Haziran — 1 Temmuz 2000), İstanbul 2000, s. 60. Bu makalenin bana ulaşmasını sağlayan Ersan'a teşekkür ederim. " Fleet, a.g.e., s. 96. Şapın iç piyasaya yöneltilmesi konusunda ayrıca bkz. Fatma Acun, Karahisar.: Şarld ve Koyluhisar Kazaları ()metinde Osmanlı Taşra idaresi (1485-1569), Türk Tarih Kurumu, Ankara 2006, s. 93. 138 EMINE DİNGEÇ Kolayca suda eriyebilen, doğada gri, san ve kırmızımsı renkte bulunan ve kullanım alanları itibariyle aranılan bir maden olan şap, sanayide farklı yerlerde kullanılırdı'. En önemli kulanım yeri boyama endüstrisiydi. Şap madeni, kökboyalarm kalıcılığ-mı sağladığından boyanın kumaşa iyi işlemesi için gerekliydi". Kumaş boyamada şapın kullanımı ile işleme tabi tutulan madde, güneşe karşı daha dayanıklı olurken aynı zamanda boya da daha iyi sabitleşiyordu". Bu nedenle şap, kumaş dokuma sanayinin vazgeçilmez ham maddesiydi. 1502 yılında Bursa'da 1000 civarında dokuma tezgâhı bulunuyordu". Bu sayının fazlalığında Bursa'nın ticaret yollan üzerinde olmasının yanında Gediz şap kaynağına yakınlığı da önemli olsa gerekir. Yine Gediz havzası, kilim ve hah dokumasında yoğunluk kazanan bir bölgedir". Şap, derinin tabaklama işleminde de kullanılırdı'. Örneğin, Gediz'de çıkarılan şap, Kıbrıs ve Sakız'da deri imalatında kullanılmak için gönderiliyordu". Vilayet salnamelerinde Simav kazasında gön ve sahtiyan imal edildiği ve satıldığı belirtilmektedir". Yine burada kullanılan şap Gediz'den sağlanıyor olmalıdır. Anadolu'da şapın deri imalatında kullanımı çok eski zamanlardan beri biliniyordu'. Şapın bir diğer kullanım alanı ise kuyumculukta altının parlatılmasında olmuştur". Para basımında da kullanılan şap, darphanelere gönderil2ı Malik Sayar, Mineraloji ve jeoloji, İstanbul Üniversitesi Maden Fakültesi, İstanbul 1960, s. 161. " Türk kı rmızısı ya da Edirne kırmızısı olarak bilinen renk, yağ, mazı suyu, şap, kireç ve kök boya kullanılarak bir ay kadar süren ve yirmi kadar basamaktan oluşan işlemle elde edilir. Bkz. Zeki Tez, "Osmanlı Tekstil Üretiminde Kullanılan Doğal ve Yapay Boyarmaddeler", Türk Teknoloji Tarihi, I. Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi Bildirileri (15-17 Kasım 2001), İstanbul 2003, s. 2. " "Şap", Türk Ansiklopedisi, C. XXX, Ankara 1981, s. 209. " Suraiya Faroqhi, Osmanlı Dünyasında Üretmek, Pazarlamak, Yaşamak, Çevirenler: Gül Çağah, Özgür Türesay, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2004, s. 107. 'İnalak, a.g.e., s. 36. 26 Elizabet A. Zachriadou, Trade and Crusade Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın (1300-1415), Instituto Ellenico di Studi Bizantini e Postbizantini di Venizia, Venice 1983, s. 167. 27 BOA, MAD ( Maliyeden Müdevver Defterleri), 9665. " 1292/ 1875-876 Tarihli Hüdavendigâr Vilayeti Salnamesi, s. 133. " Faroqhi, "Alum Production", s.I54. " Zachriadou, a.g.e., s. 167; Bkz. Evliya Çelebi, Günümüz Türkesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi: Bursa-Bolu-Tranzon-Erzurum-Azerbayean-Kafkasya-Kırtm-Girit, Hazırlayanlar: Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman, C.2. 2. Kitap, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2006, s. 467. KÜTAHYA GEDIZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 139 miştir". Faroqhi'nin belirttiğine göre 1599-1600 yılarında Ankara'da ikamet eden bir kalpazanın sermayesi arasında şap da bulunmuştu". Şap ayrıca eczalıkta ve tıpta kullanılıyordu. Şapın hemostatik (kan durdurucu), antiseptik ve astrenjan (büzücü) özellikleri sayesinde; ilkçağlardan bu yana ağız ve ayak yaralarının tedavilerinde, istenmeyen bebeklerin düşürülmesinde, kanamaların durdurulmasında, kabızlıkta vb. kullanılıyordu". Şap, farklı alanlardaki kullanımı ile önemli bir ticari araç olarak devletin sosyal ve ekonomik hayatında önemli rol oynadı. Kullanım alanlarının zenginliği ve ekonomik değer ifade etmesiyle şap madeninin varlığı gerek Gediz, gerekse Kütahya'nın ekonomik ve ticari açıdan kalkınmasını sağlayan bir unsur oldu. Gediz Şap Madeni işletmesi Osmanlı Devleti'nde madenler, taş ocakları, bir kısım ormanlar, iskeleler, dalyanlar, çeltik sahaları, boyahaneler, mumhaneler, tuzlalar ve simkeşhaneler gibi bir kısım endüstriyel faaliyetlerin yapıldığı yerlerin mülkiyeti devlete aitti". Şap, devletin malı sayılmakta ve bazı yerlerde "miri şap" ifadesi kullanılmaktaydı". Osmanlı Devleti'nde şap üretimi, diğer maden işletmelerinde olduğu gibi mukataa yoluyla ehil kişiler tarafından organize edilmekteydi". Mukataa sistemi, iltizam, emanet ve malikâne olmak üzere üç şekilde uygulanmaktadır". Şap maden işletiminde genellikle iltizam yöntemi uygulanmaktaydı. Buna göre, maden işletme girişimcilerinden en yüksek fiyatı verene verilir ve üç yıllık bir süreç için sözleşme imzalanırdı. Belirlenen yıllık taksitler merkez hazineye aktarıhrdı. Sözleşmeyi imzalayan teminat göstermek durumundaydı. Hazineye hiçbir ödeme ya- ' Yine Kıbrıs ve Sakız'a darphanede kullanılmak üzere, Gediz şapı gönderilmektedir. Bkz. BOA, MAD, 9665. " Faroqhi, "Alum Production", 5.155. " Ayşegül Demirhan Erdemir, "Tıbbi Folklorumuzda Şap ve Bazı Örnekler", Türk Halk Edebiyatı ve Folklorunda Yen Görüşler, Hazırlayan: Feyzi Halıcı, C.1, Güven Matbaası, Ankara 1985, s. 301-307. Evliya Çelebi de şapın kullanım alanlarına değinirken; sirke merhemine konup nasır olan yaraya ekildiğini belirtir. Bkz. Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi, s. 467. 34Lütfi Güçer, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Tuz İnhisarı ve Tuzlalarm İşletme Nizamı", İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi Mecmuası, C. 23/1-2, İstanbul 1961-1963, s. 98. " BOA, Cevdet Diihiliye, 5721. 36 Faroqhi, "Alum Production", s.155. Tabakoğlu, a.g.e., s. 177; Çakır, a.g.e., s. 115. 140 EMİNE DİNGEÇ pılınazsa genellikle tutuklanırdı. Ödemeyi gerçekleştiremeyen mültezimler arasında hayatlarını dahi kaybedenler bulunmaktaydı". Kütahya eyaletinde bulunan Gedos (Gediz) şaphanesi de iltizam yoluyla işletilmekteydi". Bu sistem aynı zamanda Karahisar-ı Şarkı ve Marunya'daki şap işletmelerinde uygulanmaktaydı". XVIII. yüzyılda Gedos şaphanesi, Gümülcine'de bulunan Marunya şaphanesi ile birlikte Darphane-i Amire tarafindan idare ediliyordu'. Belgelerden anlaşılan, XVIII. veXIX. yüzyıllarda bu iki şap maden ocağının birlikte iltizama verildiğidir'. Bu durum, iltizama sunulan iki şap maden ocağının pazarlama alanlarının da aynı olmalarını açıklamaktadır. XVIII. yüzyılda Gediz şap madeni III. Mustafa'mn kızı Şah Sultan ve Mihrişah Sultan'ın tasarrufundaydı". İltizama vermek için ihaleler Mart ayının başında yapılırdı. 12 Mart 1761 tarihinde açılan ihalede Gediz Şaphane Mukataası'nın üç senelik işletme hakkı htıcegân-ı ıtivân-ı hiimâyündan Seyyid Abdülkerim Efendi'ye verildi. İltizama verilirken sarraf kefaleti aranmıştı". Bu sözleşmeyi gerçekleştiren mültezim, devlete olan borcunu sarraf kefaletiyle zamanında ödemeyi garanti ediyordu". Devlet, alacağını garanti altına almak için nakit alabileceği kişilerin kefaletini istemekteydi. İltizama verilirken yapılan sözleşmede devlet, özellikle şapın satış bölgelerine dikkat edilmesi, üretilen şapın nakil edilip satılacağı yerlerde öncelikle miri şap satışının gerçekleşmesi, başka yerin şapımn satılmaması üzerinde duruyordu'. Bu uygulama Faroqhi, "Alum Production", s.156. " BOA, Cevdet Ddhiliye, 5721. 4°BOA, Cevdet Ddhiliye, 5721; BOA, Cevdet Darphane, 622. "BOA, Cevdet Ddhiliye, 5721. Madenlerin idaresi XVIII. yüzyıla kadar Hazine-i Amire tarafından gerçeldeşmiştir. 1736 tarihinden itibaren ise Darphane Nezareti ilgilenmeye başlamıştır. Bkz. Fahrettin Tızlak, Osmanlı Döneminde Keban-Ergani Yöresinde Madencilik, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1997, s.7. BOA, Cevdet Maliye, 17080; BOA Cevdet Ddhiliye, 5721; BOA. Cevdet Maliye, 1914. 43Belgeler bu konuda net değildir. Bir belgede, "...Şah Sultân aleyhi'ş-şdn hazretleıinin ber vech-i ındliklâne uhde-i aliyyelerine kayd..." ifadesiyle sadece Şah Sultan'a ait olduğu anlaşıhrken (Bkz. BOA, Cevdet Iktisat, 930. Tarih: 30 Eylül 1761) bir diğer belgede aralarında ki belge tarihleri arasında sadece dört yıl olmasına rağmen Şah Sultan ile birlikte Mihrişah Sultan'm da adı anılmaktadır. "Kütahya eydletinde vıfki` Gedos şdbhdnesi mukattVasz kerfıneteyn-i muhteremeteyn-i hazret-i şehriydri devletlü ismetlü Şdh Sultan ve Mihrişah Sultan zdde'lldhu teUld önırehüntdnın iştirdken ındlikdne uhde-i aliyyeti'şşdnlannda olup..." BOA, Cevdet İlttisat, 2146. BOA, Cevdet iktisat, 930. BOA, Cevdet Ddhiliye, 5721. İltizama sarraf gösterme şartı XVIII. Yüzyıl sonlarında uygulanmaktadır. Bkz. Çakır, a.g.e., s. 115. Bkz. BOA, Cevdet Maliye, 17080. 47BOA, Cevdet iktisat, 930. KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 141 ile devlet mültezimi korurken, hazineye girecek olan finansal kaynağı da garanti altına almaktaydı. Bu sözleşmeyi yapan, devlete olan borcunu zamanında ödemeyi garanti ediyordu". Üretimde olan dalgalanmalar, iltizam süresini değiştirmekteydi. Örneğin Faroqhi, XVII. yüzyılda Gediz'de bulunan şap madeni mültezimlerinin durumlanmn iyi olmadığı için aynı bedel karşılığı, iltizam süresini 3-4 yıldan 8 yıla çıkartıldığını belirtir". XVIII. yüzyılda iltizamın üç yıllığına düşmesi ve hatta sözleşmeye fazla gelir maddesinin düşülmesi mültezimlerin durumlarının nispeten iyileştiğini göstermektedir. Hatta XIX. yüzyılda, iltizam süresi 2 yıla düştü. Bu görüşü destekleyen durum, 1837'de gerçekleşti. Buna göre, Gediz ve Marunya Şaphanesi, İstanbul Duhan Gümrüğü Müdürü Fehim Efendi'ye iki yıllığına üç yük, 66.752 kuruş karşılığına iltizama verildi". Fakat Fehim Efendi 1838 ve 1839 yıllarında bir yük fazla hâsılat elde etti". Faroqhi, Delumeau'nun verilerine dayanarak XVI. yüzyılın ikinci yarısı için Osmanh Devleti'ndeki şap üretimi konusunda tahminler yürütmektedir". Bu tahminlerine göre Gediz'de çıkarılan şap, diğer yerlere oranla en az olanlydı. Gümülcine'de çıkarılan şap Gediz'dekine oranla biraz daha fazlaydı. Gediz ve Gümülcine'de yıllık üretim 400 ton'du. Karahisar-ı Şarki'deki eklenince 750 tona ulaşıyordu". Faroqhi'nin vurguladığı bir diğer nokta ise XVI. yüzyılın ikinci yarısındaki üretim ile XVIII. yüzyılın ikinci " BOA, Cevdet Maliye, 17080. " Suraiya Faroqhi, Osmanlı'da Kentler ve Kentliler, Tarih Vakfi Yurt Yayınları, İstanbul 1994, s. 181. " 1 yük' 162, 144 kg. Bkz. Walter Hinz, Islam'da Ölçü Sistemleri, Çeviren: Acar Sevim, Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1990, s. 44. 51 İncelediğimiz yüzyıllarda, Gediz şaphanesinde üretimin tam olarak ne kadar olduğunu hesaplamak mümkün olmamışur. Fehim Bey'in mültezimliği döneminde tahmini bir hesaplamaya gidilebilir fakat bu sadece Gediz'i içermeyecek bir hesaplama olacaktır. Buna göre iki işletim yerinde iki yıllık için, üç yük şap satışı tahmin edilmiştir. Böylece beklenen tahmini şap miktarı 486.432 kg.'dır. Fakat o yıl beklenenden 1 yük daha fazla şap satışı olmuştur. (Bkz. BOA, Cevdet Maliye, 17080) Böylece satışa çıkan şap 648.576 kg.'a ulaşmış olmalıdır. Bu miktar iki yıla ve iki işletim merkezine bölündüğünde bir işletim birimine düşen yıllık miktar kabaca bir yüke düşecektir. Bir yük 162.144 kg. olarak hesaplandığma göre, bu değer önceki yüzyıllardaki aşağıda bahsi geçecek değerlere göre oldukça düşüktür. Bu değer, Acun'un XVI. yüzyılda tahrir kayıtlarına göre Karahisar-ı ŞarkTdelti şap üretim hesabına daha yakındır. Acun da, 1520 yılında Karahisar-ı Şarlerde şap üretimini 108.750 kg. olarak bulmuş ve seyyahların verilerini abartılı olarak değerlendirmiştir. Bkz. Acun, a.g.e., s.127. " Jean Delumeau, L'alun de Rome, XVe-XIXe sikles, Paris 1962, s. 21. Akı. Faroqhi, "Alum Production", s.164. " Faroqhi, "Alum Production", s.164. 142 EMİNE DİNGEÇ yarısındaki üretim arasında çok büyük bir farkın olmamasıydı". Burada ton olarak verilen oranlar abartılı görünmektedir. Oysa, XV. yüzyıl için yine Faroqhi, tarafından verilen tahmini üretim miktarı daha gerçekçidir". Buna göre Osmanlı Devleti'nde yıllık şap üretimi 148.742 men'dir ki, 1 men = 7,6 kg. değerinden 1130,4 kg. yapmaktadır". Bu miktar bizim yaptığımız arşiv çalışmalarına göre yüzyıllar farklı olsa bile daha makul bir değerdir. Cevdet Darphane'de bulunan bir kayıt bu değere yakın bir orandadır. Buna göre, Karahisar-ı Şarki'de üretilen şap miktarı her onbeş günde bir kuyu şap olup, her kuyudan on beş Halebi kantar şap elde edilmektedir". Bu da senelik 24 kuyudan üretilen şap 820,8 kg. ulaşmaktadır". Zaman içindeki üretim farklılığı göz önünde bulundurulur ise XVIII. yüzyılda üretimin XV. yüzyıla göre arttığı fakat bu artışın yüksek meblağlara ulaşmadığı söylenebilir". Böylece, Faroqhi'nin yüzyıllar arasında üretimde farklılığın çok değişmediği konusundaki görüşünü paylaşabiliriz. Çünkü, XVI. yüzyıl ile XVIII. yüzyıl arasında üretimin aynı olup olmadığı konusundaki değerlendirmeyi Karahisar-ı Şarki'de test edebilmekteyiz. Acun'un XVI. yüzyıl için, verdiği beher on beş günde bir kuyu şap derdirdikleri konusundaki bilgi 1762 yılına kadar üretilen şap miktarı ile aynıdır'. Buna göre, Karahisar-ı Şarki'de XVIII. yüzyılda üretilen şap miktarı değişmemiştir. Her ne kadar Karahisar-ı Şarki üzerinden genellemeye gitmek biraz tehlikeli olsa da, Faroqhi' nin üretim miktarının değişmediği konusundaki görüşünü Karahisar-ı Şarki ile test edebildiğimize göre, bunu Gediz ve Marunya için de geçerli sayabiliriz. Öyle ki, XIV. yüzyılda Kate Fleet'in verdiği değerler de, üretiminde fakhlığın yüzyıllar içinde çok değişmediğini gösterir. Fleet, Karahisar-ı Şarki'deki şap ocaklarından yılda 14.000 kantar (790.202 kg.) şap üretildiğini belirti'''. Bu değer, arada yüzyıl farkı olmasına rağmen, bizim çalışmalarımızda bulduğumuz sonuca daha yakındır. Pegolotti'ye göre değerlerini belirten Fleet'in verdiği rakamları makul kaFaroqhi, "Alum Production", 5.164. Faroqhi, "Alum Production", s.162. 56 Hinz, a.g.e., s. 27. 57 1 Halebi Kantar=2.28 kg. Bkz. Hinz, a.g.e., s. 38. " işlem: 2.28 x 15= 34. 2 kg 34. 2 x 24 = 820.8 kg. Karahisar-ı Şarki'de zaman içinde iki ocak daha eklenmiştir. Üretim ile verilen bilgiler oldukça farklıdır. Örneğin 1520'lerde Karahisar-ı Şarki'de Acun'un tahrir defterlerine göre yaptığı çalışmasında, şap üretim miktarını 108.750 kg. olarak bulmuştu. Bu miktar da oldukça düşük görünmektedir. Bkz. Acun, a.g.e., s. 127. 60 BOA, Cevdet Darphane, 122; Acun, a.g.e., s.127. 61Kate Fleet, "Osmanlı Topraklarında Latin Ticareti (XIV-XV. Yüzyıllar)", Osmanlı, C. III, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 83. KÜTAHYA GEDIZ (GEDOS) ŞAP MADENI 143 bul edersek, Pegolotti'nin XIV. yüzyılın ilk yarısında, Kütahya'daki yıllık şap üretiminin 12.000 kantar (677.316 kg.) olarak belirttiği değeri de kabul etmemiz gerekmektedir". Fakat bu oran da bizim hesaplamalanmıza göre fazladır. Hüdavendigâr Vilayeti Salnamelerinde Kütahya'da billur isminde bir madenin çıkartıldığı belirtilse de üretiminden bahsedilmez". Billur ismi ile çıkarılan madenin şap olması gerekir. Görüldüğü gibi, şap üretimi ile ilgili verilen veriler kesin bir değerlendirme yapmamızı engellemektedir. Buna rağmen yukarıdaki değerlendirmeleri, göz önünde bulundurup (iltizam süresinin iki yıllığa düşmesi, önceden Kütahya'da üretimin diğer yerlere göre az olması fakat üretimin çok fazla değişmediği) rakamsal değerlerde ise arşiv belgelerini esas ahrsak, XVIII. veXIX. yüzyıllarda Gediz'de üretim artışından bahsedebiliriz. Çıkarılan Şapın Kalitesi Şap, doğada, kaya şapı ve toz şapı olmak üzere iki şekilde bulunur". Bu iki şap tipinden kaya tipi olan daha iyi ve daha pahahdır. Diğerinin ise kalitesi daha düşüktür". Bu iki çeşit sınıflandırma genel olarak Osmanh vesikalarına da yansımıştır. Osmanlı vesikalarında şap, nitelik ve nicelik olarak, kaba şap ve hurda şap olarak ayrılmıştır. Kaba şap tabiri kaya şapı, hurda şap tabiri ise toz şapı ifade etmektedir. Bu belgelerde, kaba şapın ekonomik değeri hurda şapa göre daha yüksektir". Genel olarak kaba ve hurda olarak ikiye aynlan şap, 1840 yılına ait, Cevdet İktisat'da kayıtlı bir belgede büyüklüğüne göre dört kalitede sınıflandırılarak fiyatlandırılmıştır. Bu belgeye göre şap; İnce dane ve armoloz " Bkz. Acun, a.g.e., s. 127. Acun'un verdiği değerler ile Pegolotti' nin değerleri 6 kat bir fark bulunmaktadır. Oysa Acun'un kuyu üzerinden verdiği değer hesaplama yapıldığında Pegolotti'in verdiği değere yakındır. Ki bu da daha sonraki yüzyılda Cevdet Darphane 122'de kayıtlı bilgi ile örtüşmektedir; Ersan, agm, s. 57. 1288 / 1871-1872 Tarihli Hüdavendigür Vilayeti Salnaınesi, s. 125. Fleet, a.g.e., 1999, s. 80. Antikçağlarda da kullanılan şap yine benzer şekillerde sımflandırdmışu. Eski Mezopotamya'da şap için; aban, aban gabü, aban sikkati terimleri kullanılmıştı. Bu ifadeler, kristalize şap veya şap tozu anlamlarına geliyordu. Bkz. Martin Levey, Alum in Ancient Mesopotamian Technology, İsis 49, 1958, s.166-169 65 Francesco Balducci Pegolotti, La Pratica Della Mercatura, Ed. A. Evans, New York 1970, s.368; Fleet, a.g.e., s. 80. €'6 "Huddvendigür eyületi dahilinde Kütahya sancağında kdin Gedos şabhânesinde kaba şübtn okkası yedi püre ve hurda şübın okkast dörder püre ücret ile sinin-i atikadan berü tabh ve imal olunmakda ..." BOA, A. MKT. MVL, (Bâb-ı âsâfi Mektubi Meclis-i Vâlâ), 127/60. 144 EMİNE DİNGEÇ tabir edilen şap, billur tabir edilen kebir şap, ufak bulgur tabir olur kırmızı şap ve de kı rmızı ve beyaz şapların tozu, toz şap olarak derecelendirilmiştir67. Şapların büyüklükleri azaldıkça fiyat olarak değeri de azalmışur. (Bkz. Tablo 1.) Rusya, Ruscuk ve Bükreş taraflarına gönderilen bu şaplar, devletin belirlediği satış organizasyonu nedeniyle ya Gediz şapıdır ya da Gümülcine'de çıkarılan şaptır". Karahisar-ı Şarki şapı Türkiye'de üretilen en iyi şap çeşidi iken Kütahya'da çıkarılan şap orta kalitededir. Pegolotti'nin verdiği bilgiye göre, burada çıkan şapın kantarında % 80 oranında cevher elde edilir. Bu oran, Foça'daki şapın kantarında %75, Kütahya bölgesinde çıkarılan şapın kantarında % 60' dır. Pegolotti Kütahya şapını, Foça şapına kalite bakımından yakın tarif etmektedir ". Tablo 1. Osmanlı Devleti'nde Şapların Kalitesine Göre Sımflandırılması (1840) Şap Kantar beher kiyyesi Guruş İnce dane ve armoloz ta`bir olunur 1 70 77 Billûr ta`bir olunur kebir şâb 1 100 110 Ufak bulgur ta`bir olunur kı rmızı şab 1 60 66 Kırmızı ve beyaz şâbların tozu 1 40 44 BOA, Cevdet Iktisat, No. 251. BOA, Cevdet iktisat, 251. " Bkz. Alt başlık, Satış Organizasyonu. 69 Fleet, a.g.e., s. 85; Pegolotti, a.g.e., s. 43. KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 145 Üretimde Yer Alan Ustalar ve işçiler Madenlerde genellikle babadan oğla geçen bir sistemle madenciyân denilen kişiler çalışırlardı". Reayanın nasıl topraktan ayrılmaları yasaksa madencilerin de madenden ayrılmaları yasaktı'. Böylece, üretimin devamlılıkı sağlanırken aynı zamanda madende çalışanların işlerinde ehil olmaları da sağlanmış olmaktaydı. Şap imalatında ustalar, işçiler ve madenden çıkarılan taşı taşıyan kişiler çalışmaktaydı. Şap imalatı oldukça zor ve zahmetli bir işti." Şap işçilerinin işlerinde ehil olmaları gerekiyordu. Ehil olmayanların çalışması durumunda şaphane zarara uğrayabiliyordu". Bu işte çalışma, fiziki güç gerektirdiğinden genç olan işçiler daha verimli oluyordu'. Osmanlı Devleti'nde maden ocaklarında çalışan madenciler örfi vergilerden muaftılar'. H. 977 / 1569-1570 tarihli Karahisar-ı Şarld defterinde 23 köy ve mezra dört kıt'a şap madeninde bulunan reayanın cizye, ispençe, acemi oğlan, avarız, kürekçi ve tekâlif-i örfiyeden bağışıklarch". Faroqhi, Kütahya yakınlarında bulunan şap madeni ile ilgili olarak, vergi kayıtlarından buradaki madencilerin durumu hakkında bilgi edinilemediğini bildirir". Sadaret Mektubi Kalemi'nde kayıtlı olan bir deftere göre, diğer ma7°Cevdet Darphane kaydında yer alan bir bir kayıt bu bilgiyi desteklemektedir. "Karahisâr-t şarki sancağıncla vâki` şâbluine kurâsı ustalarının takdim eyledikleri bir kıt'a arzulıcilleri mefhümunda kurâ-i merkûme re7tyâları öteden berii şâb mailenlerinde istihdam olunmaları takribiyle...". Bkz. Cevdet Darphane, 1323. 71M. Bülent Varlık, "Osmanlı Devleti'nde Madenlerde Çalışma Koşulları", Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi, C.IV, İletişim Yayınları, İstanbul 1985, s. 917. ". .şâb zliten zahmet ve meşakkatli bir sanat olmasından..." Bkz. BOA, A. MKT. MVL, 127/60. " ...mdderıci olmayan kefere şâb işlemeğe kadir olmayup mâl-ı miriye külli zarar olduğu muhakka malitın olmağın..." Bkz. BOA, Cevdet Darphane, 122. 74BOA, Cevdet Darphane, 122. 75Mustafa Altunbay, "Klasik Dönemde Osmanlı'da Madencilik", Türkler, C.10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 795. 76 Sarkan, 537 numaralı H. 977 (1569-1570) tarihli Karahisar-ı Şarki adlı defterde yer alan şap ile ilgili kanunlardan bahsetmektedir. Bkz. Barkan, a.g.e., s. 63. 72. Karahisar-ı Şarki konusunda çalışma yapan Acun, Karahisar-ı Şarki ve Koyluhisar Kazaları Örneğinde Osmanlı Taşra idaresi (1485-1569) çalışmasında böyle bir defterden bahsetmemektedir. Bkz. Acun, a.g.e., s. 20-25. Başbakanlık Osmanlı Arşiv Rehberi, Acun'u desteklemekte ve 537 numaralı bir defter kaydı bulunmamaktadır. Bkz. Başbakanlık Osmanlı Arşiv Rehberi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, İstanbul 2000, s, 115. Acun'un kullandığı defterler arasında H. 977 tarihli defter bulunmakta olup bu defterlerin Karahisar-ı Şarld ve Koyluhisar Kazaları nı içerdiği belirtilmektedir. Ayrıca, Acun aynı yıla ait TT 478 nolu defterin bir kopyasının (Tl 482) olduğunu ifade eder. Fakat bu defterin kanunnamesinde şap maden çalışanlarına özgü bir muafiyet bulunmamaktadır. Bkz. BOA, TT 478, s. 2-8. Faroqhi, "Alum Production", s. 160. Belleten, C. LXXV, 10 146 EMİNE DİNGEÇ denlerde olduğu gibi Gediz'de bulunan madenciler yaptıkları hizmet karşılığında XVIII. yüzyılın ikinci yarısına kadar vergi muafiyetine sahiplerdi78. Diğer şap işletilen yerlerde olduğu gibi, Gediz'de bulunan şap işçilerinin vergi muafiyet sözleşmesi XVIII. yüzyılın sonu ve XIX. yüzyılın başında riskli bir konuma girdi. Muafiyet kaldırıldıktan sonra, işçiler beden olarak zorlandıkları gibi ekonomik olarak zorlanmaya başladdar79. Gediz Şaphanesi'nde çalışan ve amele olarak belirtilen işçiler, vergi muafiyetine sahipken, tarifeleri üretilen şapın rniktarma ve hatta kalitesine göre belirlenmekteydi. Bu tarifeye göre üretilen kaba şapın okkası yedi pare, hurda şapın okkası dörder pare idi'. Muafiyederi kaldırddıktan sonra aynı tarife ile çalışmaya devam ettiler. Bu durum işçileri bir hayli sıkıntıya sokmuştu. Ücretin düşüldüğü ve şaphanede işçi olarak çalışmanın zorlukları göz önünde bulundurularak, 12 Mayıs 1861'de Gediz şaphanesinde çalışan işçilerin, amele ücretleri yeniden düzenlendi. Bu tarifeye göre, vergi muafiyetinin kaldırılması da düşünülerek kaba şapın ücreti kırk paraya, hurda şapın fiyatı ise yirmi paraya çıkarıldı'. Ücredendirmede kaba şapta % 570, hurda şapta ise % 500'lük bir zam gelmiştir. İlk bakışta bu miktar çok yüksek gibi algılanabilir. Fakat unutulmamalıdır ki önceki tariflendirmede vergi muafiyetleri de söz konusuydu. Aynı düzenlemede vergi muafiyeti söz konusu olmadı, fakat Gediz şap madeninde çalışanlar için vergi indirimi de gündeme gelmişti". Bu düzenleme ile işçilerin durumunda gerçekten bir iyileştirme planlandığı anlaşılmaktadır. 78 BOA, A. MKT. MVL, 127/60. 78 BOA, A. MKT. MVL, 127/60. Gediz'de bulunan şap maden işçilerinin ekonomik durumu XVII. yüzyılın başında da kötüdür. Faroqhi, XVI. veXVII. yüzyıllarda, Gediz'de iltizam sahiplerinin işçilere ödemeyi teklif ettiği ücretleri tablo olarak göstermiştir. Buna göre XVII. yüzyılın başında işçilerin ücretlerinde %50 oranında düşüş olmuştur. (1601'de 800 akçe teklif edilmişken 1611'de 400 akçe teklif edilmişti) Krş. Faroqhi, Osmanlı'da Kentler ve Kentliler, s. 389. (Tablo 15.). 80 BOA, A. MKT. MVL, 127/60. 1 para=3 akçe, 1 kurus=40 para. Bkz. Ali Akyıldız, Para Pul Oldu: Osmanlı'da Kağıt Para, İletişim Yayınları, İstanbul 2003, s. 31. BOA, A. MKT. MVL, 127/60. 88Vergi muafiyetin kaldırılması diğer şaphaneleri de etkilemişti. Karahisar-ı Şarki'de Şaphane köylerinin çorak topraklarda olması nedeniyle eskiden muaf oldukları vergiyi ödeyecek durumları olamadığından yerlerini terk ettiler. Bkz. BOA, Cevdet Darphane, 1323. Kalanlar ise, vergi muafiyetinin gelmesi için mücadele verdiler. Karahisar-ı Şarki şabhane köyü ustaları, 11 Nisan 1827'deki arzuhalleriyle yeniden muafiyet istemekteydiler. Bkz. BOA, Cevdet Darphane, 1323. Bu durumun belki de Gediz'de yaşanmaması için bu düzenlemenin getirildiği söylenebilir. Faroqhi, vergi muafiyetinin şap maden bölgelerindeki nüfiıslandırma üzerindeki olumlu etkisini belirtir. Gümükine yakınlarındaki Marunya'da bulunan şap işçilerinin yerleşimlerinin tıpkı Şebinkarahisar yerleşimciler gibi vergi muafiyetine bağlar. Gümükine maden yerleşimcileri 18 yüzyılda, özellikle bütün ödemelerin KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 147 Şaphane işçilerinin durumunu iyileştirme, ücretlendirme ile sınırlı kalmadı. Çatalca Ormanı'nı kullanma izni sadece onlara verildi. Maden işletmelerinde, çalışanların günlük gereksinimlerinin karşılanması ve çıkarılan cevherin ayrışmasında odun gerekli olduğundan, bu işletmelere orman tanzim edilirdi". Gediz Saphanesi'nin odun ihtiyacının karşılanması için Çatalca Ormanı buraya bağlanmıştı". Fakat, Çatalca Ormanı, Hasırtaşı, Köpeklerbaşı, Perçinkisenli, Harmanyeri mahalleri ile Sarıçam ve Yağmurlar karyeleri ahalisinin kereste ticareti amacıyla ağaçları kesmelerinden dolayı orman harap olmuş ve şaphane işçileri mağdur duruma düşmüştü. Yeni düzenleme ile bu durum yasaklandı". Bu yasaklama nispeten işçileri rahatlatmış olmalı. Şap Madeninin Pazarlanması Devletin bazı maddelere uyguladığı tekel politikası nedeniyle, şapın dolaşımı konusunda kısıtlamalar getirildi. 16 Kasım 1770 tarihinde Amasya, Vezirköprü, Merzifon, Çankırı, Çorum, iskilip, Osmancık, Tosya, Kangırı, Ankara, Kastamonu, Karacalar, Karacaviran, Zağferanbolu kââilarına, nâiblerine, voyvoda ve diğer zâbitânına gönderilen hüküm, şapın çıkarıldığı yere göre satış bölgelerini belirtmekteydi. Buna göre; Kütahya'da çıkarılan şap Tokat'a kadar olan yerlerin batısında, Amasya, Vezirköprü, Merzifon, Çorum, iskilip, Osmancık, Tosya, Kang-ırı, Ankara, Kastamonu, Karacalar, Karacaviran ve Zağferanbolu'da; Karahisar-ı Şarkrde çıkarılan şap ise Tokat ve doğusunda Şam, Halep, Erzurum, Diyarbekir gibi yerlerde satılabilecekti". Gediz mukataasımn eskiden beri otuz yedi adet şap örülen i bulunmaktaydı 87 Faroqhi, Gümülcine'de üretilen şapın öncelikle Balkanlar ve istanbul'un ihtiyaçları için ayrılmış olacağını belirtirken, kaynaklarda bu konuda bir netlik olmadığını vurgular". Aslında Osmanlı Arşivi'nde Faroqhi'nin yapılması konusunda devletin kararlı olduğu zamanlarda, bağışıklıklarının devam etmesi için mücadele ettiklerini söyler. Bkz. Faroqhi, "Alum Production", s.160; BOA, A. MKT. MVL, 127/60. " Altunbay, agm, s. 795. " BOA, A. MKT. MVL, 127/60. " BOA, A. MKT. MVL, 127/60. " BOA, Cevdet Maliye, 1673. 87Buradaki ifadeden satış alanları anlaşılmaktadır. Örü, iktisadi işletmede ve mali faaliyette bu faaliyetin devamı için gerekli ham maddeyi temin eden veya fiskal muamelelerin cereyan ettiği coğrafi bölgeyi özellikle iktisadi işletmenin mahsullerinin satıldığı coğrafi bölgeyi ifade eder. Bkz. Güçer, a.g.m., s.119; BOA, Cevdet Maliye, 17080. 88 Faroqhi, "Alum Production", s.165. 148 EMİNE DİNGEÇ düşüncesini destekleyen bir belge bulunmaktadır. Bu belgede, İstanbul'da, Marunya madeninden olan şapların satılması öngörülmüştür". Bu durum, Osmanlı Devleti'nde şap, satış bölgelerinin üçe ayrıldığını düşündürmektedir. Fakat Cevdet Maliye'den bir belge Osmanlı şap satış bölgelerinin nereleri olduğuna açıklık getirmektedir. Buna göre, Kütahya eyaletindeki Gedos şaphanesi ile Gümülcine yakınlarındaki Marunya şaphanesinde üretilen şaplar, ülkenin her yerinde satılmakta ve Avrupa'ya sevk edilmekte hatta bu öteden beri böyle olagelmektedir'. Böylece, kısıtlamanın daha çok Karahisar-ı Şarki şapının dolaşımına yönelik olduğunu düşünebiliriz. Bu nedenle, 4 Mart 1840 tarihinde devletin belirlediği fiyat üzerinden Rusya, Ruscuk ve Bükreş taraflarına şap eminleri tarafindan gönderilen şap ya Gediz şapıdır ya da Gümülcine'de çıkarılan şaptırgı . Gediz Şaphanesi'nden çıkarılan şap, Ege adalarına, İzmir ve Karaman kanalıyla Kıbrıs ve Sakız'a, Eğriboz, İnebahtı ve Mora adalarına gönderiliyordu". XV. yüzyıla kadar şap ticaretinde Ceneviz ön planda iken, XVI. yüzyıldan sonra bu ticaret yerini adalara bırakmış görünmektedir. Şap satış hakkını elde edenler aynı zamanda gümrük, bac, resm-i kapan-ı dakik, dellâliye ve kassâbiye vergilerinden muaf tutuluyorlardı". Şapın satışı belirlenen fiyat üzerinden yapılırdı. Gediz şaphanesinde, 4 Mart 1840 tarihli bir belgede sabık şaphane emini Hüseyin Ağa'nın müşterisine yüksek değer üzerinden mübadele yöntemiyle şap sattığı belirtilmektedir. Belgeye göre, Hüseyin Ağa, şap ile buğday ve diğer hububatı mübadele etmiştir. Bu usulsüz bir uygulama olduğundan hesapların yeniden kontrol edilmesi için yasal işlemler başlatılmıştır". Bu uygulama muhtemelen maden ocağına yakın yerlerde gerçekleşmiştir. Her ne kadar bu olay bir usulsüzlük olarak algılansa da, şapa olan ihtiyacı da göstermektedir. Osmanlı Devleti'nde şap, sadece ihraç edilmemiş aynı zamanda ithal da edilmişti. Hangi ülkeden ithal edildiği konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Frengistan diye belirtilen ülke büyük bir ihtimalle İtalya olaBOA, Cevdet Iktisat, 179. Tarih: 6 Temmuz 1768. BOA, Cevdet Maliye, 1914. Tarih: 8 Ağustos 1765. glParça parça beş-altı yüz kantar (28221,5 - 33865,8 kg.) şap gönderilmistir. Bkz. BOA, Cevdet iktisat, 251. Ayrıca, Bkz. Tablo 1. 92 BOA, MAD, 9665. Tarih: 26 Ekim 1810; BOA, MAD, 9665. " BOA, Cevdet ~diye, 5721. " BOA, Cevdet Darphane, 2179. KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 149 bilir". ithal şap, belgelerde de efrenc şapı olarak geçmektedir". Gedos şapının satış alanı içinde sadece Karahisar-ı Şarld şapı değil aynı zamanda efrenc şapı da yasaklamaya tabiydi. Bu durum eskiden Anadolu'dan şap alan Italya'nın yeni şap yataklarına sahip olmasıyla Anadolu'nun şap pazarına dahil olduğunu göstermektedir. Şap'ın Nakliyesi Anadolu'da Kütahya eyaletinde bulunan Gediz'de çıkarılan şap, belirtildiği gibi Ege'de bulunan adalara ve Tokat'a kadar olan yerlerde satıhyordu97. Gediz şapı Izmir'e nakil edilerek oradan liman kanalıyla satış ve dağıtımı gerçekleşiyordu". Şapın Izmir'e naklinde develer kullanılıyordu. Osmanlı Devleti'nde deve taşımacılığı= iki tipte yapılıyordu. Buna göre, mevcut olan develerin sayılanyla bağlantılı olarak bulunulan yöreye verilmesi ya da daha sıklıkla görülen şekliyle Osmanlı yönetimin yiyecek ve savaş malzemelerinin taşınması için gerekli olan hayvanları kiralaması veya satın almasıydı". Göçebe grupların nakliyecilik hizmeti vermeleri çok doğaldır. Bu unsurlar, sonradan yerleşik yaşama geçseler de daha eski zamanlarda, kendilerinin taşıma işlerini karşılamak için deve besliyorlarken daha sonralan nakit para kazanmak için bu hizmeti vermiş olmalılar. XVIII. yüzyılda Gediz şapımn nakil işlemleri, ellerinde deve olan yerleşik Türkmen aşiretleri tarafından yapılıyordu. Gönderilecek olan şapların iskelelere nakli için Kütahya, Hüdavendigar, Karesi, Saruhan ve Aydın sancaklarında yerleşik aşiretlerin develerinden yararlanılmak-taydıl". Beğli ve Kocabeğli cemaatleri bu aşiretlerden bazılanydı". Ellerinde bulunan deve sayısı ve taşınacak şapın miktarına göre Türkmen aşiretlerinden yararlamhyordu. Bazen bir cemaat grubu nakil işlemlerini gerçekleştirirken Faroqhi, "Alum Production", s.165. BOA, Cevdet Diihiliye, 5721. 'Rumeli'nde bulunan Marunya şabhanesi ile satış alanları aynıdır. Bkz. BOA, Cevdet Dâhillye, 5721. 98 Fleet, Kütahya şapının daha daha erken tarihlerde Balat, Rodos ve Antalya'dan nakil edildiğini bildirir. Fleet, a.g.e., s. 86. Turan, bu nakillerin, Balat, Ayasulug ve Antalya'dan yapıldığını iletir. Bkz. Şerafettin Turan, Türkiye-İtalya ilişkileri 1: Selçuklular'dan Bizans'ın Sona Erişine, Metis Yayınları, İstanbul 1990. s. 99. Suraiya Faroqhi, "Camels, Wagons, and the Ottoman State in the Sixteenth and Seventeenth Centuries", Internatirmal Journal of Middle East Studies, Vol. 14. No. 4 (Nov., 1982), s. 525. 27. N. 1225 / 26 Ekim 1810. BOA, MAD, 9665. BOA, Cevdet Darphane. 2534. 150 EMİNE DİNGEÇ bazen de ber-vechi iştirak olarak bir den fazla cemaat bu görevi üstleniyordu102. XIX. yüzyılda da deveciler hala taşıma işine devam etmişlerdi". Nakil ücretleri şap madenini işletme hakkını yürüten kişi tarafından ödeniyordu'. Ulaştığımız belgelerde ne kadar deve ile taşıma-cılığın yapıldığını tespit edilememiştir. Deve sürücüleri, şapın taşınmasında bazı yolsuzluklara karışabiliyordu. 21 Temmuz 1776 tarihli bir belgede Beğli ve Kocabeğli aşiretlerinden bazı kimseler altı bin dokuz yüz kuruşluk şapı nakil etmek için kiralanmışlardır. Fakat bu deveciler, belgeye göre, bilirkişilerin tespitiyle şapa kum ve toprak karıştırarak şapın bir kısmını çaldılar. Bilirkişiler üç bin yüz yirmi kuruşa satışın gerçekleştiğini belirlediler. Buna göre develere yüklenen şapın %54'den fazlası eksikti. Eksik olan şap yerine kum ve toprak ilave edilmişti. Bu hileyi yapan kişiler yakalanarak Kütahya kalesine hapsedildiler". XIX. yüzyılda develerin yanında şapın nakli arabalarla yapılmaya başlandı. 1861 tarihinde şap madeninde üretilen şapın nakliye masrafi beş paraydı". Şap Dolaşım Yasağına ilişkin Sorunlar ve Şap Hırsızlığı Satış dolaşım alanı belirlenmiş olan şap madenini dolaşım alanı dışında kullanmak suç olduğu gibi şaphane içinden kurallara aykırı satış yapmakta suç sayılmaktaydı". Dolayısıyla kurallara riayet etmeyenler yakalanarak cezalandırıllyordu. 24 Temmuz 1765 tarihli Cevdet Darphane'de kayıtlı olan bir belgede Gediz şaphanesi Ustabaşılarından Uyucaklı Kocabaşoğlu Mehmet, kendi ocağından seksen kıyye şapı (102.624 kg) gizlice Altuntaşovalı kimseye sattığı için Kütahya kalesine hapsedilmişti". " BOA, Cevdet Darphane. 2534. ı " BOA, Cevdet Ddhiliye, 5721. Tarih: 6 Mayıs 1816. 104 BOA, Cevdet Darphane. 2534. 105 BOA, Cevdet Darphane. 2534. ı" BOA, A. MKT. MVL. 127. 60. 'Bursa Ser'iye Sicilleri, A7/7, Varak 78/1ı'de yer alan Gediz şaphanesi Yasaknâmesi 1488 tarihinde hazırlanmış olup özelikle şapı n dolaşımı hakkında bir düzenleme getirmektedir. Bkz. Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, 2. Kitap, Faisal Eğitim ve Yardımlaşma Vakfı, İstanbul 1990, s. 552-553. I" 1 okka= 1.2828 kg. Bkz. Hinz, a.g.e., s. 44, 30; BOA, Cevdet Darphane. 1274. KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 151 Uyucaklı Kocabaşoğlu Mehmet, mucib-i ibret olmak üzere cezalandırılmıştı. Fakat Gedos şaphanesinde kaçakçılık sona ermedi. 1760'11 yıllarda Gedos şaphanesinde ocakların her biri yerleşim yerine birer ikişer saat mesafe uzakta ve dağlık bir alanda bulunmaktaydı. Bu durum özellikle gece yapılan şap hırsızlığının önüne geçilmesini engelliyordu. Ulaşım yerinden uzak olması nedeniyle kontrol mekanizmasının azalması kaçakçılık işini kolaylaştırmaktaydı. 29 Haziran 1767 tarihli belge, şap ocaklarının daha önceleri Şaphane köyü içinde bulunduğunu ve etrafının duvarlarla çevrili olduğunu bildirmektedir. Belgede bu durum şap kaçakçılığının önüne geçilmesinde bir tedbir olarak değerlendirilmektedir. Aynı belgede, Anadolu valisine ve şaphane eminine gönderilen divandan çıkarılan karar gereğince, şap ocaklarının duvar içinde bir yerde yapılması istenmekteydi". Şapın kagrılması işine genellikle madende çalışanlar karışmaktaydı. Bazen şap madeni ustalan bu işe kalkışmışken bazen şap işçileri bu işe cesaret etmişlerdi. Yukarıda belirtildiği gibi, taşıma işini yapan deveciler de şap kaçakçılığına dahil olmuşlardı"°. Kaçakçılığın bu kadar yüksek olması şap madenine olan talebi göstermektedir. Şap kaçakçılığı= önüne geçilmesi için alınan tedbirler yine yasaklan içeriyordu. Maden emini tarafından mühürlenmeyen veya tezkeresi (satış izin belgesi) olmayan şapın satışı yasaktı'. Esnaf ve Tüccarların Yasadışı Bir Şekilde Ellerinde Şap Bulundurnıaları Karahisar-ı Şarki'de çıkarılan şap çok kaliteli idi. Bu nedenle birçok üretici Karahisar-ı Şarld şapını kullanmayı tercih ediyordu. Kısıtlama her ne kadar karşılıklı ise de uygulamada, Gediz şap satış alanı içinde Karahisar-ı Şarki şapının yasadışı olarak dolaşımı yaygındı. Bu nedenle yasaklama daha çok Kütahya şapının satış alanı içinde, Karahisar-ı Şarki şapının kullanılmamasına yönelikti"2. Bu kısıtlamalara uymayanlar yakalanarak hapse atılacaklardıl". " BOA, Cevdet Darphane, 120. ı " BOA, Cevdet Dâhiliye, 5721. 111BOA, Cevdet iktisat, 930. I" "Karahisar-t Şarki şaln mdrrıt'z-zikr urularda ve Gedos şabt Karahisar-t Şark undarıncla bulunur ise cânib-i miii içün zabt ve girilt olunmak üzre ber mûceb-i şurût müte'addid aliyyem sâdır ve billid-t mezkûre mahkemelerind,e tescil olunmuş iken ba`zı kimesneler mütenebbih olmayup yine Karahisar-t Şark Şabhane muldita`asında htistl olan şabı Gedos şabhânesi urusu olan bileıd-t mezkûreye nakl ve furedıtuna cesaret 152 EMİNE DİNGEÇ Şap konusunda çıkarılan yasaklamalara uyulmadığı tespit edildiği takdirde yasal olarak işlemler başlatıllyordu. Cevdet İktisat'da kayıtlı olan bir belgede, Istanbul'da ticaret döngüsünün gerçekleştiği, Mısır Çarşısı, Mahmut Paşa Çarşısı, ve Fazhpaşa'da, bulunan tüccarlar, boyacı, basmacı, attar ve diğer esnaftan kişilerin elinde Karahisar-ı Sarkli şapı olduğu tespit edilmişti. Ellerinde nizama aykırı olarak şap bulunduran bu kişiler şer'i mahkemeye getirilerek tek tek sorguya çekildi'''. Sorgulama sırasında Mısır Çarşısı Kethüdası da hazır bulunmuştu'''. İstanbul esnafı kalitesi nedeniyle Karahisar-ı Şarld şapını tercih ediyor olmalıydı ki, yasal olmamasına rağmen ellerinde bu şap tespit edilmişti. Osmanlı arşiv belgelerinden çıkan genel tabloda, devlet mal alışverişinde geçerli nizamnameleri uygulamak için çaba göstermiştir. Fakat, taşra düzeyinde ekonomik hayata hâkim olan arz ve talep, bu nizamnamelerin uygulanmasında güçlük çıkarıyordu. Yerel ekonomik faktörler, devletin belirlediği şap üretim ve satış dengesini bozmaktaydı. Sonuç Osmanlı Devleti'nde şap üretimi başlıca Karahisar-ı Şarkı, Marunya ve Gediz'de yapılmaktaydı. Foça'da da şap madeni işletildiği bilinse de XVIII. veXIX. yüzyıla ait belgelere bu durum yansımamıştır. Endüstrinin çeşitli alanlarında, özellikle kumaş boyamasında kullanımı, şapın önemli bir ticaret maddesi olmasını sağlamıştır. Bu kullanımı dolayısıyla Anadolu'da şap madeni çıkarılan yakın bölgelerde kumaş ile ilgili bir üretim gelişmişti. ile hasâret-i minyeyi mûcib oldukları ihbâr olunmagla finui bad zikr olunan Gedos şabhanesi urulannda Karahisar-: şarki şabı her kimin yedinde bulunur ise mdrifet-i şer`le cânib-i min içün ginft ve temiz& olunup ashdln her kim olur ise olsun hildf-t emr-i alişântm harekete cesâret eyledikleri içün nuinfet-i şer' ve zâbitleri mdrifetleriyle olunmak bâbınd,a mukaddemd emr-i şerifim virilmişken yine ba`zz kimesneler hilâf-t şurfa harekete cesâret eylediklerini ihbâr ve inhâ olunmağla vech-i meşrah üzre bu defa dahi terıbill ve telddi hövi işbu emr-i cetili'l- kadrim ısdâr ve (...) ile irsâl olunmuşdur". Bkz. BOA, Cevdet Maliye, 1673. 113 "hilaf-t şurCtt ve mugityir-i emr-i âlfşlin hareket ile cânib-i ınfriyyeye gadr ve hasâret itdirnıeyesiz şöyle ki bu defa dahi yine memnft` ve mütenebbih olmayup ol makale hildf-ı şuria hareket idenler her kim olur ise olsun mdrifet-i şer` ve ziibilleri mdrifetleriyle ahz ve habs ve kal'abend olunmalan içün arz ve i'lânı olunmak bâbında fermdn-t âtişântm sâdır olmuşdur." Bkz. BOA, Cevdet Maliye, 1673. I " BOA, Cevdet iktisat, 179. Istanbul'da Marunya şapı satılması gerekirken Karahisarı Şarkl şapı sauldığından esnaf elinde bulunan kaçak şaplar miri tarafından satın alınmıştır. Bkz. BOA, Cevdet iktisat, 179. "5BOA, Cevdet iktisat, 179. Kethüda ve Yiğitbaşı ham materyalin satışını organize ederdi. Özellikle boyacılara uygun miktarda verilmesini sağlıyordu. Bkz. Faroqhi, "Alum Production", s.167. KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 153 Madenler devletlerin ekonomik kalkınmasında önemli bir yere sahip olduğundan bulunduğu yerler fetihlerde öncellikli bölge olmuştur. Gemiyanoğulladna önemli ölçüde zenginlik getiren Kütahya şapı nedeniyle, Gediz ve çevresi Osmanlı'nın bu bölgede elde ettiği ilk yerlerdendir. Osmanlı Devleti, Gediz'de bulunan şap madeni işletmesi dolayısıyla elinde bulunan bu bölgeyi, diğer maden işletmelerine benzer bir şekilde yönetti. Buna göre Gediz şap işletmesi XVIII. veXIX. yüzyılda açılan ihalelerle en yüksek fiyatı veren kişiye, sarraf kefaletinde iltizama verildi. Bu yüzyıllarda Marunya ve Gediz şap madeni birlikte iltizama verildi. Gediz'de üretim tam olarak tespit edilemese de geniş bir satış ağına sahip olduğu belirlendi. Tekelci bir satış anlayışı ile yönetilen şap madeninin satış noktaları belirlenerek, şapın bu mahaller dışında satışı kesinlikle yasaklandı. Şap satışı konusunda getirilen kısıtlamalar, halkın şapa olan talebi ve şaphanede çalışanların ekonomik durumları veya suiistimalleri şaphanede kaçakçılık olaylarının yaşanmasına neden oldu. Devletin getirdiği sıkı tedbirler özellikle imalat yapılan bölgelerde şapın kullanılmasını sağlayarak ekonomiye canlılık katmaktı. Devlet, bu anlamda istikrarlı bir ticari politika izledi. Klasik dönemde vergi muafiyeti ile madencilik hizmeti alınsa da XVIII. yüzyılın ilk yarısında genel olarak muafiyetlik kaldırılmıştı. Bu durumda ocaklarda çalışan madenciler, ırgat durumuna geçmiş ve ekonomik olarak zorlanmışlardı. Fakat, üretimde devamlılığı sağlamakta kararlı olan devlet bu durumu fark etmiş ve gereken düzenlemeleri yaparak işçilere zam vermiş, vergiyi tamamen kaldırmasa da indirimine gitmişti. Kütahya Şapı olarak geçen Gediz'de çıkarılan şapın Anadolu'daki çıkarılan diğer şaplara oranla kalitesi daha düşüktü. Bu durum, Kütahya şapının satış noktalarında Karahisar-ı Şarld şapının dolaşımını tetikledi. Kütahya şapının rezerv kaynağı ile Marunya şapının rezerv kaynağı birbirine yakın olsa da, Kütahya'daki biraz daha fazlaydı. Satış alanlarına gönderilmek üzere Kütahya şapı, Batı Anadolu'da bulunan yerleşik Türkmen unsurların develerine yüklenmekteydi. Böylece, şap madeninin İzmir limanı vasıtasıyla Ege adalarına dağıtımı gerçekleşti. Erken dönemlerde şap ticaretinde önemli olan Ceneviz'in yerini Kıbrıs, Sakız, Eğriboz, İnebahtı ve Mora adaları aldı. Önemli bir satış ağına sahip olması nedeniyle Kütahya şapı bölge ticaretinin gelişmesinde katkıda bulunurken devlet hazinesine gelir kazandırdı. 154 EMİNE DİNGEÇ KAYNAKÇA BOA,(Başbakanlı Osmanlı Arşivi) A. MKT. MVL. (Bâb-ı âsâfl Mektubi Meclis-i Vâlâ ), 127 / 60. BOA, Cevdet Dâhiliye 5721. BOA, Cevdet Darphane, 120. BOA, Cevdet Darphane, 122. BOA, Cevdet Darphane, 1274. BOA, Cevdet Darphane, 1323. BOA, Cevdet Darphane, 2179. BOA, Cevdet Darphane, 2534. BOA, Cevdet iktisat, 179. BOA, Cevdet iktisat, 251. BOA, Cevdet iktisat, 930. BOA, Cevdet Maliye, 1673. BOA, Cevdet Maliye, 1914 BOA, Cevdet Maliye, 17080. BOA, MAD ( Maliyeden Müdevver Defterleri), 9665. BOA, TT (Tapu Tahrir Defteri) No: 478. 1287 Tarihli Hüdavendigâr Vilayeti Salnamesi. 1288 Tarihli Hüdavendigâr Vilayeti Salnamesi. 1292 Tarihli Hüdavendigâr Vilayeti Salnamesi. ACUN, Fatma, Karahisar-ı Şark i ve Koyluhisar Kazaları Örneğinde Osmanlı Taşra idaresi (1485-1569), Türk Tarih Kurumu, Ankara 2006. AKGÜNDÜZ, Ahmet, Osmanlı Kanunrıameleri ve Hukuki Tahlilleri, 2. Kitap, Faisal Eğitim ve Yardımlaşma Vakfi, İstanbul 1990. KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 155 AKYILDIZ, Ali, Para Pul Oldu: Osmanlı'da Kâğıt Para, İletişim Yayınları, İstanbul 2003. ALTUNBAY, Mustafa, "Klasik Dönemde Osmanlı'da Madencilik", Türkler, C.10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 791-801. ARMAN, Zeki, "Osmanli İmparatorluğu'nda ihracı Yasak Mallar (Memnu Meta)", 117. Ed. Fak. Dergisi, Prof. Dr. Bekir Kütidıoğlu'na Armağan, İstanbul 1991, s. 279-303. BARKAN, Ömer Lütfi, XV. veXVL Asırlarda Osmanlı İmparatorluğunda Zirai Ekonominin Hukuki ve Mali Esasları, Kanunlar, C.I. Birinci basım, İ. Ü. Edebiyat Fak. Türkiyat Enstitüsü Yayınları, İstanbul 1943. Başbakanlık Osmanlı Arşiv Rehberi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, İstanbul 2000. ÇAKIR, Baki, Osmanlı Mukataa Sistemi, (XVL-XVIIL Yüzyıl), Kitabevi Yayınları, İstanbul 2003. ERDEMİR, Ayşegül Demirhan, "Tıbbi Folklorumuzda Şap ve Bazı Örnekler", Türk Halk Edebiyatı ve Folklorunda Yeni Görüşler, Hazırlayan: Feyzi Halıcı, C.I, Güven Matbaası, Ankara 1985, s. 301-307. ERSAN, Mehmet, "XIII. — XIV. Yüzyıllarda Sap Ticareti ve Sebinkarahisar", Sebinkarahisar L Tarih ve Kültür Sempozyumu — Bildiriler, 30 Haziran — 1 Temmuz 2000, İstanbul 2000, s. 55 — 62. EVLIYA ÇELEBİ, Evliya Çelebi Seyahatnıımesi, Hazırlayanlar: Tevfik Temelkuran, Necati Aktaş, Mümin Çevik, C. IX-X, Üçdal Neşriyat, İstanbul 1986. EVLİYA ÇELEBİ, Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi: BursaBolu-Tranzon-Erzurum-Azerbaycan-Kafkasya-Kırım-Girit, Hazırlayanlar: Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman, C.2. 2. Kitap, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2006, FAROQHİ, Suraiya, "Alum Production and Alum Trade in the Ottoman Empire (about 1560-1830)", Wiener Zeitschrift far die Kunde des Morgenlandes, S:71 (1979), s. 153-175. FAROQHİ, Suraiya, " Camels, Wagons, and the Ottoman State in the Sixteenth and Seventeenth Centuries", International Journal of Middle East Stııdies, Vol. 14. No. 4 (Nov., 1982), s. 523-539. 156 EMINE DİNGEÇ FAROQHİ, Suraiya, Osmanlı'da Kentler ve Kentliler, Tarih Vakfi Yurt Yayınları, İstanbul 1994. FAROQHİ, Suraiya, Osmanlı Dünyasında Üretmek, Pazarlamak, Yaşamak, Çevirenler: Gül Çağal!, Özgür Türesay, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2004. FLEET, Kate, "Osmanlı Topraklarında Latin Ticareti (XIV-XV. Yüzyıllar)", Osmanlı, C. III, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 81-85. FLEET, Kate, European and İslamic Trade in the Early Ottoman State, Cambrige University Press, Cambrige 1999. GÜÇER, Lütfi, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Tuz İnhisarı ve Tuzlalarm İşletme Nizamı", İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi Mecmuası, C. 23/1- İstanbul 1961-1963, s. 81-145. HINZ, Walter, Islam'da Ölçü Sistemleri, Çeviren: Acar Sevim, Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1990. İNALCIK, Halil, Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008. LAIOU-THOMADAKIS, Angeliki E. "The Byzantine Economy in the Mediterranean Trade System: Thirteenth-Fifteent Centuries", Dıımbarton Oaks Papers, S:34, 1980-1981, s. 177-222. MURPHEY, Rhoads, "Mineral Exploitation in the Ottoman Empire", EI, volume V, Leiden, 1986, s. 973-985. PEGOLOTTİ, Francesco Balducci, La Pratica Della Mercatura, Ed. A. Evans, New York 1970. SAYAR, Malik, Mineraloji ve Jeoloji, İstanbul Üniversitesi Maden Fakültesi, İstanbul 1960. "Şap", Türk Ansiklopedisi, C. XXX, Ankara 1981. TABAKOĞLU, Ahmet, Türk iktisat Tarihi, Dergâh Yayınları, İstanbul 1997. TABAKOĞLU, Ahmet, "Osmanlı Mali Yapısı'nın Ana Hatları", Osmanlı, C. Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 125-135. TEZ, Zeki, "Osmanh Tekstil Üretiminde Kullanılan Doğal ve Yapay Boyarmaddeler", Türk Teknoloji Tarihi, I . Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi Bildirileri (15-17 Kasım 2001), İstanbul 2003, s. 1-11. KÜTAHYA GEDİZ (GEDOS) ŞAP MADENİ 157 TIZLAK, Fahrettin Osmanlı Döneminde Keban-Ergani Yöresinde Madencilik, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1997. TURAN, Şerafettin, Türkiye-İtalya ilişkileri I Selçuklular' dan Bizans'ın Sona Erişine Kadar, Metis Yayınları, İstanbul 1990. UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, 3. Baskı, Ankara 1984. VARLIK, M. Bülent "Osmanlı Devleti'nde Madenlerde Çalısma Kosulları", Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi, C.IV, İletişim Yayınları, İstanbul 1985, s. 917-922. ZACHRIADOU, Elizabet A. Trade and Crusade Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın (1300-1415), Instituto Ellenico di Studi Bizantini e Postbizantini di Venizia, Venice 1983.